28 Şubat 2011 Pazartesi

VERGİ REFORMUNU ENGELLEYENLER KİM ?

Vergi incelemelerinin yüzde 90’ını gerçekleştiren Vergi Denetmenlerinin kangren haline gelen sorunların çözümü için gazetelere ilan verdi.
-Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının güçlendirilmesi ve vergi denetiminin tek çatı altında birleştirilmesi yönünde birçok girişim yapılmasına karşın; reformun yapılmasını elbirliği içinde engelleyenlerin aşılamadığı, güçlerinin kırılamadığı görülmektedir.

Oysaki;

-Türk Vergi Sistemi’nde aksine hüküm b...ulunmadıkça, beyan esası geçerlidir. Yani, günümüzde vergilerin önemli bir bölümünü mükelleflerin beyanı ve vergi idaresinin denetimi esasına dayanmaktadır. Kayıt dışı ekonominin önemli bölümü kayıt altına alınabilse, bütçemiz fazla bile verecektir. Böylece, toplanan vergiler yüksek faizle devlete borç verenlere değil, verilen hizmetlerle topluma geri dönecektir.

-Birçok meslek mensubunun, iş adamının, tüccarın, irat sahiplerinin, kurumların asgari ücretli kadar gelir beyan etmediği ve vergi ödemediği bir ortam kamu vicdanını yaraladığı gibi, huzursuzlukların artmasına, sosyal barışın bozulmasına yol açar.

-Toplanması gereken gelir ve kurumlar vergisi toplanmayınca, dolaylı vergilere (ÖTV, KDV) yüklenilmek zorunda kalınmıştır. Dolaylı vergilerin toplam vergi gelirlerinin içindeki payı Avrupa Birliği ülkelerinde ortalama %30-35 arasında iken; ülkemizde uzun yıllardır dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 70 civarında seyretmiştir. Bu durumda düşük, sabit ve dar gelirliler en çok etkilenen kesimi oluştururken, girdi maliyetlerini artırdığından üretimi olumsuz etkilemiş ve nihayetinde kayıt dışılığı da beslemiştir.

-Vergi denetim sisteminde ve gelir idaresinde gerçek manada bir reformun yapılmasıyla, vergi denetiminden beklenen verim artacak olup, vergi kayıp ve kaçağının asgari düzeye indirilmesi, vergide adalet ilkesinin uygulanması mümkün hale gelecektir.

Tüm bunların nedeni;

-Birçok kurumda imtiyazlı grupların hakimiyeti kırılmış iken, Maliye Bakanlığı’ndaki bürokratik oligarşinin ve uzantılarının yok edilememesidir. Böylece vergi denetiminin güçlendirilmesi, çağdışı kast sisteminin kırılması, gerçek liyakat sisteminin getirilmesi mümkün olmamıştır.

-Vergi denetiminin ticarileşmesinden beslenenler, oluşturulan ortak ranttan pay alanlar nedeniyle az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alacak modern bir vergi sistemi kurulamamıştır. Neredeyse her yıl vergi reformu adı altında düzenlemeler yapılmasına karşın, ne güçlü bir gelir idaresi ne de adaletli vergi sistemi oluşturulabilmiştir.

Unutulmaması gerekir ki;

-Ödediği vergi ile yaşam standardı birbirini tutmayan insanların yoğun olduğu ülkelerde adalet olmaz, huzur bulunmaz.

-Bir avuç insanın mutluluğu değil, 73 milyon ülke insanımızın geleceği önemlidir.

Vergi denetimi kan kaybediyor!

-Vergi incelemelerinin yüzde 90’ını yapan vergi denetim gücünün yüzde 80’ini oluşturan Vergi Denetmenleri; sadece denetim elemanı sayısı artırılırken dikkate alınmış, buna karşılık yıllardır kangren haline gelmiş sorunlarının hiç biri çözülmemiştir. Bir yandan yüzlerce yeni eleman alınırken, diğer yandan yüzlerce meslektaşımız kurumdan kaçmıştır, kaçmaya devam etmektedir.

Peki! Kim bu gerçek manada vergi reformunu engelleyenler, direnenler? Kaç kişi? Hangi menfaat grupları? Ya da işbirlikçi uzantıları mı? Sahi kimler?

Son söz

Sayın Başbakanımız, ilk olarak 2005 yılında söylediğiniz, son olarak da Mart 2011 tarihinde bitireceğinizi belirttiğiniz vergi denetim birimlerinin birleştirileceği yönündeki reformun artık gerçekleştirilmesini bekliyoruz.

VERGİ DENETMENLERİ DERNEĞİ

22 Şubat 2011 Salı

Vergi reformunu engelleyenler var

Vergi Denetmenleri Genel Başkanı Aykut Güleç, vergi reformunu engelleyenlerin bulunduğunu belirtti.


Güleç, yaptığı yazılı açıklamada, Gelir İdaresi Başkanlığının güçlendirilmesi ve vergi denetimlerinin tek çatı altında birleştirilmesi yönünde birçok girişimde bulunulduğunu, ancak vergi reformunun yapılmasını el birliği içinde engelleyenlerin aşılamadığını ifade etti.

İşadamı, tüccar, irat sahipleri ve kurumların asgari ücretli kadar dahi gelir beyan etmediği ve vergi ödemediği bir ortamın sosyal barışı bozacağını kaydeden Güleç, sonuçta gelir ve kurumlar vergisi toplanamaması nedeniyle dolaylı vergilere yüklenildiğini vurguladı.

Dolaylı vergilerin toplam vergiler içindeki payının AB ülkelerinde ortalama yüzde 30-35, Türkiye'de ise yüzde 70 civarında olduğunu belirten Aykut Güleç, bu durumun düşük ve dar gelirlileri olumsuz etkilediğini, kayıt dışını da beslediğini belirtti.

Maliye Bakanlığındaki bürokratik oligarşinin ve uzantılarının yok edilememesi, vergi denetiminin ticarileştirilmesinden beslenenler ve oluşturulan ortak ranttan pay alanlar nedeniyle az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını sağlayacak bir vergi sistemi kurulamadığını ileri süren Güleç, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

''Neredeyse her yıl vergi reformu adı altında düzenlemeler yapılmasına karşın, ne güçlü bir Gelir İdaresi, ne de adaletli vergi sistemi oluşturulabilmiştir. Sonrasında ise belli aralıklarla bazı kamu alacaklarının yapılandırılması, vergi barışı v.b adı altında af veya af benzeri düzenlemeler getirilmek zorunda kalınmaktadır. Bu düzenlemelerle gelirini hiç beyan etmeyen veya bir kısmını gizleyen kişiler, kurumlar, çok düşük meblağlar karşılığında vergi incelemelerine karşı sigorta da getirilerek, affedilmektedir. Doğal olarak asıl darbeyi vatandaşlık ödevini yerine getiren, vergisini zamanında ödeyen iyi niyetli vatandaşlar yemektedir. Dolayısıyla adalet ve güven duygusu sarsılmaktadır.

Yıllardan beri deneme tahtasına dönüştürülen Gelir İdaresi, her türlü ön yargıdan, menfaatten uzak olarak misyon ve vizyonuna uygun hale getirilemez mi?''

Vergi denetiminin de kan kaybetmeye devam ettiğini bildiren Güleç, yeni denetim elemanları alınırken, yüzlerce meslektaşlarının kurumdan kaçtığını kaydetti.

ZAMAN