DOĞRU OLSAM OK GİBİ YABANA ATARLAR BENİ, EĞRİ OLSAM YAY GİBİ ELDE TUTARLAR BENİ, NE FAKİRİ AÇ GÖRDÜM NE ZENGİNİ TOK, HEDEFİNE VARIR ELBET DOĞRULUK
14 Kasım 2011 Pazartesi
Vergi denetiminde kronik sancı
Maliye Bakanlığı'nı, özellikle vergi alanını uzun yıllardır izliyorum. Farklı genel müdürlüklerde veya denetim birimlerinde çok sayıda arkadaşım da var. Hemen her gün bir elektronik posta alıyorum.
Yalnız, şimdi eğri oturup doğru konuşma zamanı.
Kuşkusuz; kurumları, gelenekler hatta usta-çırak ilişkisi ile şekillenen kültürü yönetir.
Vergi denetiminde tek çatı modelinden geri adım atılmamalıdır.
10 Kasım 2011 Perşembe
Hükümet, Maliye'de tarihi bir karara imza attı
Hükümet, temmuzda Maliye Bakanlığı adına tarihi sayılabilecek bir karara imza attı. O doğru kararın sancıları devam ediyor. Neydi o karar? Farklı unvanlar altında çalışan, birbiriyle çekişen, bakanlık yönetimini hatta özel sektörü dahi şekillendiren vergi denetim işinin 646 sayılı kanun hükmünde kararnameyle "tek çatı" altında toplanması. Ekim sonunda bu kez bir yönetmelik yayımlandı. "Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliği." İşte o yönetmelik, yeni vergi denetim sisteminin üç aylık görünümünü ve gidişatı değerlendirmemizi zorunlu kıldı.
Anlaşılan o ki Maliye Müfettişi, Hesap Uzmanı, Gelirler Kontrolörleri ve Vergi Denetmenleri'nin "vergi müfettişi" olarak ortak hedefe yöneltilmesi zaman alacak. Bu adımın hayırlı yanı ise vergi denetiminde görev alacak genç nesillerin kafa karışıklığından ve kurul taassubundan kurtarılması olacak. Ancak,
Maliye Bakanlığı'nda, vergi dışındaki fonksiyonları kontrol edecek, çekirdek kadrodan ibaret "Maliye Müfettişleri"ne hâlâ ihtiyaç var.
Vergi denetmenleri -bir anlamda- terfi ettirilip vergi müfettişi yapılırken Milli Emlak Denetmenleri'ni ve Muhasebat Kontrolörleri'ni görmezden gelmek; onları, tatmin düzeyi sınırlı uzman kadrolarına almak adil değil.
Ama en önemlisi "zihniyet reformu!" Yani, vergi denetimindeki kurul isimlerini kaldırır gibi yapıp, geçmişin izlerini ustaca geleceğe taşıma riski. Vergi Denetim Kurulu bünyesinde -benim de desteklediğim- biçimiyle "4 Grup Başkanlığı" oluşturuldu.
A Grubu: Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler
B Grubu: Büyük Ölçekli Mükellefler
C Grubu: Organize Vergi Kaçakçılığıyla Mücadele
D Grubu: Örtülü Sermaye, Transfer Fiyatlandırması ve Yurtdışı Kazançlar.
Buraya kadar tamam. Kilit sorumuz şu:
"Peki, bu gruplarda kimler görev alacak?" İlk bakışta, başarıyı ödüllendirdiği izlenimi uyandıran, performansa dayalı bir model kurulmuş gibi. Lakin bu modelin tek taraflı işleyeceği kuşkusu doğuyor. Örneğin, vergi müfettiş yardımcılığı sınavında en başarılı yüzde 20'lik dilimdeki adaylar, kurmay kadrolara atanacaklar. Büyük mükellefleri, yurtdışı servetleri denetleyecekler. Diğerleri; bakkal, manav, tüccar denetimine yollanacaklar. Bu hiyerarşinin bir süre önce kaldırılan vergi denetmenliğinden farkı ne? Hemen hemen hiç?
Tabii denilebilir ki "Vergi müfettiş yardımcılığından müfettişliğe geçiş sırasında kariyerli gruplara atanma şansı var." Ama o da yeterli değil. Hatta vergi müfettişliğinden başmüfettişliğe atanma aşamasında bile nitelikli grup başkanlıklarına girme fırsatı sunulması da meseleyi çözmüyor. Zira, B, C, D gruplarında görev alanlar sadece bu üç rol arasında değişim yaşarken, A grubundakiler ise bu grubun farklı illeri arasında dolaştırılacaklar. İşte konunun özü de burada. Vergi denetiminde uzmanlık kadar, mükellefi ve ülkenin gerçeklerini de tanımak önemli. Bir o kadar önemli olan da uzmanlık şapkası altında yeni kast sistemleri yaratılmaması. İddia edilebilir ki "B, C, D gruplarındaki arkadaşlar da yurtiçi ve yurtdışı turnelerle sahada ayak basmadık yer bırakmayacak!" Oysa birkaç aylık denetim turlarından söz etmiyoruz. Şunu savunuyoruz: "Bir vergi müfettişi, diğerinden aşağıda tutulmasın. Hepsi eşdeğer donanımda olsun. Küçük ve orta ölçekli mükellef denetimi yapmadan, hemen büyük mükellef deneticisi olamasın. Özellikli denetim gruplarında bulunup da performansı yetersiz kalanlara da önlem alınsın. Küçük mükellef denetimine ayrılan kadro sayısı sınırlı tutulsun. Bu gruptakiler dahi diğerleri ile karma ekipler halinde değişik denetim alanlarına dahil edilsin. Vergi gelirlerinin yüzde 70'inin zaten otomatik biçimde toplandığı unutulmasın! Kadro ağırlığının yüzde 80'i küçüklere değil, büyüklere kanalize edilsin!"
Okan Müderrisoğlu okanm@sabah.com.tr
11 Ekim 2011 Salı
Naylon fatura
NAYLON FATURA
Halk arasında naylon fatura olarak isimlendirilen belgeler, gerçekte alınmayan bir mal veya hizmeti alınmış gibi gösterip vergi matrahını, dolayısıyla ödenecek vergiyi azaltmak için kullanılıyor. İnşaat, hizmet sektörü, serbest meslek faaliyetleri gibi belgesiz giderin çokça yapıldığı sektörlerde sahte fatura kullanımı oldukça yaygın.
Birçok mükellef naylon faturayı komisyon ödeyerek temin edip bilerek kullanma yoluna gidiyor. Bazen milyonlarca lira ciroya sahip bir şirketin farkına varmadan çok düşük tutarda sahte fatura kullandığına şahit olunabiliyor. Üstelik şirket yöneticilerinin bu faturalardan haberleri dahi olmuyor.
Mükelleflerin sahteci ilan edilmesi süreci de ayrı bir konu. Bazen bir mükellefin yerinde bulunamaması veya belirli oranda sahte fatura kullanması bile sahteci ilan edilmesi ve bu mükellefin faturalarını kullananların mağdur edilmesi için yeterli olabiliyor. Oysa mükellefler için hayati derecede önem arz eden bu tespit ve kararların çok daha dikkatli yapılması gerekiyor. Maalesef naylon fatura ile mücadele stratejisi bu faturaları düzenleyenlerden çok kullanıcıları cezalandırma şeklinde tezahür ediyor. Bu belgeleri komisyonla satan, gelir elde eden ve bu işi meslek edinenler ciddi müeyyideye tâbi tutul(a)mazken, kullanıcılar çok ağır cezalarla muhatap kalabiliyor. Mal veya hizmeti gerçekten alan, bedelini ödeyen, alış esnasında satıcının beyannamesini gören fakat daha ayrıntılı sorgulama imkânı bulunmayan mükellefler yıllar sonra ortaya çıkan durum sebebiyle cezalandırılıyor.
MALİYE UYGULAMADA NE YAPIYOR?
Cirosuna göre düşük tutarda fatura kullanan mükellefler ve inceleme elemanının o yönde kanaat getirdiği mükellefler tek kat vergi ziyaı cezası ile cezalandırılıyor. Ayrıca bu mükellefler uzlaşmaya girebiliyor. Hatta çoğu zaman bu mükelleflerin sadece KDV indirimleri reddediliyor. Kurumlar veya Gelir Vergisi bakımından bu faturalardaki tutarlar gider olarak kabul ediliyor. Yani bu faturalardaki mal veya hizmetlerin aslında alındığı, bedelinin ödendiği fakat başka birisine ait faturanın kullanıldığı kabul ediliyor. Ancak burada da tutarlı bir standart ortaya konmamış, asıl iş inceleme elemanının yorumuna bırakılmış. Her elemanın yaklaşımı bir olmayınca aynı durumdakilerin farklı muamelelere tâbi tutulması söz konusu oldu. Maliye'nin bu alandaki düzenlemeleri gözden geçirmesi ve herkese eşit uygulanacak standartlar getirmesi gerekiyor.
Mahkemeler genel olarak, mükelleflerin bu şekilde reddedilen faturalarının gider olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde karar veriyor. Kararlarda naylon faturaları veren şirket hakkında düzenlenen raporlar üzerine idarece ne gibi işlemler yapıldığı, bu raporlara dayalı olarak komisyon geliri elde etmekten dolayı tarhiyat yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise sonucunun ne olduğu takip ediliyor. Bu raporlarla ilgili yargı kararlarının bulunup bulunmadığı, söz konusu şirketin mükellefiyetinin idarece terkin edilip edilmediği, edilmişse dava konusu yapılıp yapılmadığına bakılıyor. Ayrıca davacıya fatura düzenlediği dönemlerde, Katma Değer Vergisi beyannamelerini verip vermediği, adına KDV tarhiyatı yapılmış ise bu konuda yargı kararı bulunup bulunmadığı hususları ayrıntılı olarak araştırılmadan giderlerin reddedilmemesi gerektiği ifade ediliyor.
- Naylon fatura kullanmış fakat henüz inceleme geçirmemiş olanlar hapis cezasından kurtulmak ve bu sıkıntılı süreci yaşamamak için bu faturaları hesaplarından çıkarabilir.
- Fatura sahipleri düzeltme beyannameleri düzenlemeli. Düzeltme beyannameleri daha önce verilen beyannamelerde kendiliğinden vergi çıkana kadar verilmeli. Normal beyanlarda vergi çıkmıyorsa, son ay verilen beyannameye kadar düzeltme beyannamesi verilmek zorunda. Bu düzeltmelerde ortaya vergi çıkarsa pişmanlık hükümleri doğrultusunda pişmanlık zammı ödenir.
- Alınan mal ve hizmet faturaları sebebiyle sorun yaşamak istemiyorsanız, mükellefiyetinden emin olduğunuz kişilerle iş yapmaya özen gösterin.
- Tanımadığınız kişilerin vergi beyanlarını sorgulamaya, ödemeleri bankalar üzerinden yapmaya, yapılan işlemleri kayıtlara bu şekilde geçmeye gayret edin.
- Muhasebecilerin ve personelin naylon fatura konusunda bilgilendirilmesi ve uyarılması
- önemli bir konu.
- alıntıHMAAHMET CAKIR
20 Eylül 2011 Salı
REFORM KARŞITLARI, ÇİRKİNLİK VE TETİKÇİLİK
Bilindiği üzere; 10.07.2011 tarih ve 27990 no'lu Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Maliye Bakanlığı'nda mevcut dört vergi denetim birimi "Vergi Müfettişi" unvanıyla tek çatı altında birleştirilmiştir. Yeni yapılandırma vergi denetiminin daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini hedeflerken; aynı zamanda bürokratik kast sistemini, meslek taassubunu kaldırmayı amaçlamıştır. Bu yönüyle; 646 sayılı KHK sadece eski Vergi Denetmenleri tarafından değil tüm kamuoyunca olumlu karşılanmış olup, desteklenmiştir.
Gelinen bu aşamada; önceki düzenin devamını isteyen bazı eski zihniyet sahipleri, son zamanlarda yalan, iftira, gerçek dışı haberler çıkartmak suretiyle, yeni oluşturulan Vergi Denetim Kurulu'nun en büyük gücü olan Vergi Denetmeni kökenli Vergi Müfettişlerini karalama, küçük gösterme gayreti içine girmişlerdir. Bir yönüyle de; eski yapının kırılması ve modern bir denetim anlayışına geçilmesinin intikamını almaya yöneldikleri anlaşılmaktadır.
19.09.2011 tarihinde Yeni Şafak Gazetesi'nde Cahit SARAÇOĞLU tarafından kaleme alınan "Maliye Denetmenlerinin bin 200'ü lise mezunu" başlıklı haber de bu türde çıkartılan haberlerden biridir. Her zaman olduğu gibi kendini gösterme gibi medeni cesarete sahip olmayan kişilerce çıkartıldığı anlaşılan haberde kısaca;" Maliye Bakanlığı'nda denetim birimleri birleştirilirken bin 200 vergi denetim elemanının lise mezunu olduğunun ortaya çıktığı, bundan dolayı müfettişlik unvanını ve 3600 ek göstergeyi alamadıkları, bu duruma tepki olarak da kendilerine bakanlıkça verilen görevleri sağlık raporu almak suretiyle yerine getirmedikleri ve denetim esnasında birimler arasında ben ağayım, sen çalış havasına girdikleri, Vergi Müfettişi unvanına kavuşan vergi denetmenlerinin, kapı kapı gezip sayım mı yapacağız? dedikleri" yer almıştır.
Maksatlı olarak yazıldığı aşikar olan söz konusu haberde belirtilen hususların tamamının gerçeklerle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Vergi Denetmenliği mesleği kariyer mesleklerden olup; Kamu Personeli Seçme Sınavında (KPSS) başarılı olmuş, en az 4 yıllık lisans diploması almış, hukuk, iktisat, işletme, Siyasal Bilgiler Fakülteleri ve dengi okullar mezunu olanlar arasından, tekrar yazılı ve sözlü sınava tabi tutularak seçilmekte idi. Ayrıca; üç (3) yıl süren yardımcılıktan sonra gireceği yeterlik sınavını verenler ve olumlu sicil alanlar Vergi Denetmeni olarak atanmaktaydı. Vergi Denetmenleri; hesap uzmanları, maliye müfettişleri ve gelirler kontrolörleri gibi, vergi inceleme yetkisini 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 135 inci maddesinden almıştır. Dolayısıyla; Vergi Denetmeni kökenli 1200 Vergi Müfettişinin lise mezunu olduğu bilgisi tamamen yalandır. 17 ilde 249 noktada denetim yapıldığı ve kişilerin özlük dosyalarında bulunan sağlık raporlarına ulaştığı bilgisini veren muhabirin bu bilgiye ulaşamamış olması düşünülemeyeceğinden, yazılan haberin maksadını açıkça ortaya koymaktadır.
Öte yandan; 3600 ek gösterge sorunu suni olarak çıkarılmış bir sorun olup, Vergi Denetmeni kökenli Vergi Müfettişlerinin öğrenim durumlarıyla ilgili olmayıp tamamen yasal mevzuatın yanlış yorumlanmasından kaynaklanmıştır. Bu konu tüm yönleriyle Derneğimizce daha önce kaleme alınan iki adet yazı ile tüm yönleriyle kamuoyunun takdirine sunulmuştur. Diğer yandan; geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen denetimlerle ilgili olarak, hiçbir somut bilgiye dayanmaksızın yazılan ve Vergi Denetmeni kökenli Vergi Müfettişlerine atfen söylenen sözler ise yalandan öte bir iftiradır. Eski Vergi Denetmenlerine atfen kullanılan bu ifadeler, eğitimimize, kültürümüze, formasyonumuza, ahlakımıza yakışmayan ifadeler olup; yazıyı kaleme alan muhabirin eğitim düzeyi ve kendisine asılsız bilgileri servis yapan kişilerin (Tek formatta yetiştirilen!) kalitesiyle alakalı bir durumdur.
1936'dan bugüne kadar ülkemizin tamamında, kendilerine yaşatılan tüm olumsuzlara karşın, vergi incelemelerinin yüzde 90'nını gerçekleştiren ve bir çok kamu görevlisi gibi görevini layiki ile yapan Vergi Denetmenleri, bugünden sonra da Vergi Müfettişleri olarak kanundan kaynaklanan görevlerini aynı liyakat çerçevesinde başarıyla yapmaya devam edecektir.
Bu tür haberlerin hangi amaçla yapıldığı veya yaptırıldığı artık tüm kamuoyunca bilinmektedir. 646 sayılı KHK ile oluşan yeni yapının başarısını istemeyen ve hazmedemeyen kişilerin güdümü ile tetikçilik yaptırılmak suretiyle, çıkartılan haberlerin amacına ulaşamayacağını ve tüm engellere/engellemelere rağmen bu yeni yapının başarılı olacağını kamuoyuna saygıyla arz ederiz. Diğer taraftan; bu büyük reformun destekçisi olarak bildiğimiz YeniŞafak Gazetesinde bu tür asılsız haberlerin yer almasını camia olarak üzüntüyle karşıladığımızı, hukuki haklarımız saklı kaymak şartıyla düzeltileceğine inandığımızı bildiririz.
Saygılarımızla,
VERGİ MÜFETTİŞLERİ DERNEĞİ
7 Ağustos 2011 Pazar
VERGİ DENETİMİNDE YENİ DÖNEM
ANKARA (A.A) - Maliye Bakanlığında görev yapan Teftiş ve Hesap Uzmanları Kurulu ile Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesindeki Gelirler Kontrolörleri Başkanlığı ve vergi denetmenlerini tek çatı altında toplayan Vergi Denetim Kurulu'na Başkan olarak atanan Ertürk, teşkilatlanma planları ve hedefleri ile Kurulların ortadan kaldırılmasına dönük eleştirilerle ilgili görüşlerini anlattı.
Temmuz ayı içerisinde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname ile vergi denetim birimlerinin tek çatı altında örgütlendirildiğine işaret eden Ertürk, Kurulun merkezi birimlerinin Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı ile Gelir İdaresinin Bilgi
Daha önce Gelir İdaresi Başkanlığınca yürütülen Risk Analizinin de Kurula devredildiğini kaydeden Ertürk, 'Bundan sonra risk analizlerini biz gerçekleştireceğiz. Bu şekilde risk analizine dayalı, objektif esaslara göre vergi incelemesi yapacağız' diye konuştu.
-İSTANBUL'A ORGANİZE VERGİ KAÇAKÇILIĞI BAŞKANLIĞI-
Vergi Denetim Kurulu Başkanı, yeni dönemde teşkilat yapısını hızla tamamlayacaklarını, bu çerçevede de öncelikle Başkan Yardımcılıkları ve Grup Başkanlıklarına atama yapılacağını bildirdi.
'81 il tek tek değerlendirilecek. Gereken yerlerde, gerekli sayıda grup başkanlıkları oluşturulacak' diyen Adnan Ertürk, şöyle devam etti:
'İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Antalya, Eskişehir, Gaziantep, Trabzon, Samsun ve diğer iller. Bunların hepsine tek tek bakılacak. Gerekli yere,
Aynı
-DÜNYA STANDARTLARINDA DENETİM-
Ertürk, ilgili Kanun Hükmünde Kararnamede, Başkanlığın görev, yetki ve sorumlulukları ile Grup Başkanlıklarının görev alanları, performans değerlendirme sisteminin oluşturulması, vergi müfettişlerinin görev, yetki ve sorumlulukları, mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri, yeterlilikleri, yükselmeleri ve görevlendirilmeleri hususlarının düzenleneceği Yönetmeliklerin de Ekim ayı sonuna kadar çıkarılmasının öngörüldüğünü belirtti. Ertürk, söz konusu düzenlemeleri Ekim'den önce hızlı bir şekilde uygulamaya koyacaklarını ifade etti.
Yeni yapılanma sonrasında 4 bin 800 civarında denetim elemanına sahip bir çok güçlü bir birimin ortaya çıktığına dikkati çeken Vergi Denetim Kurulu Başkanı Ertürk, şunları söyledi:
'Türkiye'nin en büyük denetim birimi olduk. Vergi denetiminin tek elden yürütüleceği çok güçlü bir yapı oluşturuldu. Bu birim, dünya standartlarında denetim yapacak. Vergi denetimlerini de gerek kamunun, gerekse mükellefin hakkını en üst seviyede koruyarak gerçekleştireceğiz. Esas itibariyle objektif ve hakkaniyete uygun hareket eden bir denetim birimi olacağız. İşinin ehli, hukuka saygılı ve bütün işlemlerde hukuku en üst seviyede tutan bir denetim birimi olarak hizmet vereceğiz. Bu anlamda mükellef odaklı, çalışan memnuniyetini en üst seviyede tutan, yetkin, modern bir yapı oluşturmayı hedefliyoruz.'
Adnan Ertürk, yeni yapılanmaya yönelik eleştirileri yanıtlarken de, Grup Başkanlıklarında hangi denetim elemanlarının çalıştırılabileceğinin Kanun Hükmünde Kararname ile ortaya konulduğuna vurgu yaptı. Bu çerçevede Büyük Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığında sadece Hesap Uzmanı Maliye Müfettişi ve Gelirler Kontrolörlerinin görev yapabileceğini kaydeden Ertürk, bu kişilerin Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlıklarında görevlendirilemeyeceğinin de yine Kararname hükmü olduğunu ifade etti. Ertürk, 'Kimse endişe etmesin. Ortada endişeye mahal verecek bir durum yok. Biz, Kurul olarak el birliği ile çok başarılı bir çalışma gerçekleştireceğiz' dedi.
-BAŞKANDAN VERGİ MÜFETTİŞLERİNE MEKTUP-
Bu arada Kurul Başkanı Ertürk, yeni görevini üstlenmesinin ardından Kararname ile vergi müfettişi unvanını alan hesap uzmanları, maliye müfettişleri, gelirler kontrolörleri ve vergi denetmenlerine birer mektup gönderdi.
'Değerli meslektaşım' diye başlayan mektupta, Vergi Denetim Kurulunun oluşumuyla ilgili bilgi veren Ertürk, Kurulun, Bakanlığın çok değerli denetim elemanlarını çatısı altında topladığını ve vergi denetiminin tek elden yürütüleceği güçlü bir teşkilat olarak örgütlendiğini ifade etti.
Başkanlığın teşkilatlanmasına ilişkin çalışmaların da mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılacağını ve yeni yapının bütün yönleriyle faaliyete geçirileceğini belirten Ertürk, şöyle devam etti:
'Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı olarak meslektaşlarımızın tecrübelerinden, bilgi ve birikimlerinden en üst düzeyde faydalanarak ülkemizin ihtiyacı olan etkin ve verimli vergi denetim ihtiyacını karşılamak için tüm gücümüzle çalışacağız.
Sizlerin de bu süreçte fedakarca çalışacağınıza, devletimiz ve milletimize mümkün olan en faydalı şekilde hizmet edeceğinize, Vergi Denetim kurulu Başkanlığının adını ve Vergi Müfettişliği unvanını en saygın noktaya taşıyacağınıza olan inancım tamdır.'
İstanbullu "vergi" kıskacında
Türkiye’deki vergi gelirlerinin yüzde 40’ının toplandığı İstanbul'da 'Organize Vergi Kaçakçılığı ile Mücadele Grup Başkanlığı’ kurulacak.
Maliye Bakanlığında görev yapan Teftiş ve Hesap Uzmanları Kurulu ile Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesindeki Gelirler Kontrolörleri Başkanlığı ve vergi denetmenlerini tek çatı altında toplayan Vergi Denetim Kurulu’na Başkan olarak atanan Ertürk, A.A muhabirine, teşkilatlanma planları ve hedefleri ile Kurulların ortadan kaldırılmasına dönük eleştirilerle ilgili görüşlerini anlattı.
Temmuz ayı içerisinde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname ile vergi denetim birimlerinin tek çatı altında örgütlendirildiğine işaret eden Ertürk, Kurulun merkezi birimlerinin Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı ile Gelir İdaresinin Bilgi İşlem Merkezinin bulunduğu Gümüşdere’de hizmet vereceğini söyledi.
Daha önce Gelir İdaresi Başkanlığınca yürütülen Risk Analizinin de Kurula devredildiğini kaydeden Ertürk, "Bundan sonra risk analizlerini biz gerçekleştireceğiz. Bu şekilde risk analizine dayalı, objektif esaslara göre vergi incelemesi yapacağız" diye konuştu.
İSTANBUL’A ORGANİZE VERGİ KAÇAKÇILIĞI BAŞKANLIĞI
Vergi Denetim Kurulu Başkanı, yeni dönemde teşkilat yapısını hızla tamamlayacaklarını, bu çerçevede de öncelikle Başkan Yardımcılıkları ve Grup Başkanlıklarına atama yapılacağını bildirdi.
"81 il tek tek değerlendirilecek. Gereken yerlerde, gerekli sayıda grup başkanlıkları oluşturulacak" diyen Adnan Ertürk, şöyle devam etti: "İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Antalya, Eskişehir, Gaziantep, Trabzon, Samsun ve diğer iller. Bunların hepsine tek tek bakılacak. Gerekli yere, uygun sayıda Grup Başkanlığı kurulacak. Burada İstanbul, bizim için çok önemli.
Türkiye’deki vergi gelirlerinin yüzde 40’ı bu ilde toplanıyor. Gayri safi yurt içi hasılaya bu ilin katkısı ortada. İstanbul’da hem ’Büyük Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı’, hem ’Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı’, hem de ’Örtülü Sermaye, Transfer Fiyatlandırması ve Yurt dışı Kazançlar Grup Başkanlığı’ oluşturulacak. İstanbul’da bunların yanı sıra ’Organize Vergi Kaçakçılığı ile Mücadele Grup Başkanlığı’ da kurulacak.
Aynı şekilde Ankara’da da verginin yüzde 15’i toplanıyor. Aynı Grup Başkanlıkları, bu ilimizde de faaliyete geçirilebilir. İzmir de, bu açıdan ağırlıklı bir ilimiz. Vergi Denetim Kurulu, ödenmesi gereken verginin doğruluğunu araştıracağı için teşkilatlanmada mükellef sayısı ve ekonomik aktivitenin fazla olduğu illere öncelik vereceğiz. Bu şekilde Grup Başkanlıklarını hızlı bir şekilde kurup, hangi denetim elemanının, hangi Grup Başkanlığında çalışacağını belirleyeceğiz. Böylece teşkilatlanmamızı da hızlı bir şekilde tamamlamış olacağız."
DÜNYA STANDARTLARINDA DENETİM
Ertürk, ilgili Kanun Hükmünde Kararnamede, Başkanlığın görev, yetki ve sorumlulukları ile Grup Başkanlıklarının görev alanları, performans değerlendirme sisteminin oluşturulması, vergi müfettişlerinin görev, yetki ve sorumlulukları, mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri, yeterlilikleri, yükselmeleri ve görevlendirilmeleri hususlarının düzenleneceği Yönetmeliklerin de Ekim ayı sonuna kadar çıkarılmasının öngörüldüğünü belirtti. Ertürk, söz konusu düzenlemeleri Ekim’den önce hızlı bir şekilde uygulamaya koyacaklarını ifade etti.
Yeni yapılanma sonrasında 4 bin 800 civarında denetim elemanına sahip bir çok güçlü bir birimin ortaya çıktığına dikkati çeken Vergi Denetim Kurulu Başkanı Ertürk, şunları söyledi: "Türkiye’nin en büyük denetim birimi olduk. Vergi denetiminin tek elden yürütüleceği çok güçlü bir yapı oluşturuldu. Bu birim, dünya standartlarında denetim yapacak. Vergi denetimlerini de gerek kamunun, gerekse mükellefin hakkını en üst seviyede koruyarak gerçekleştireceğiz. Esas itibariyle objektif ve hakkaniyete uygun hareket eden bir denetim birimi olacağız. İşinin ehli, hukuka saygılı ve bütün işlemlerde hukuku en üst seviyede tutan bir denetim birimi olarak hizmet vereceğiz. Bu anlamda mükellef odaklı, çalışan memnuniyetini en üst seviyede tutan, yetkin, modern bir yapı oluşturmayı hedefliyoruz." Adnan Ertürk, yeni yapılanmaya yönelik eleştirileri yanıtlarken de, Grup Başkanlıklarında hangi denetim elemanlarının çalıştırılabileceğinin Kanun Hükmünde Kararname ile ortaya konulduğuna vurgu yaptı. Bu çerçevede Büyük Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığında sadece Hesap Uzmanı Maliye Müfettişi ve Gelirler Kontrolörlerinin görev yapabileceğini kaydeden Ertürk, bu kişilerin Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlıklarında görevlendirilemeyeceğinin de yine Kararname hükmü olduğunu ifade etti. Ertürk, "Kimse endişe etmesin. Ortada endişeye mahal verecek bir durum yok. Biz, Kurul olarak el birliği ile çok başarılı bir çalışma gerçekleştireceğiz" dedi.
BAŞKANDAN VERGİ MÜFETTİŞLERİNE MEKTUP
Bu arada Kurul Başkanı Ertürk, yeni görevini üstlenmesinin ardından Kararname ile vergi müfettişi unvanını alan hesap uzmanları, maliye müfettişleri, gelirler kontrolörleri ve vergi denetmenlerine birer mektup gönderdi.
"Değerli meslektaşım" diye başlayan mektupta, Vergi Denetim Kurulunun oluşumuyla ilgili bilgi veren Ertürk, Kurulun, Bakanlığın çok değerli denetim elemanlarını çatısı altında topladığını ve vergi denetiminin tek elden yürütüleceği güçlü bir teşkilat olarak örgütlendiğini ifade etti.
Başkanlığın teşkilatlanmasına ilişkin çalışmaların da mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılacağını ve yeni yapının bütün yönleriyle faaliyete geçirileceğini belirten Ertürk, şöyle devam etti: "Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı olarak meslektaşlarımızın tecrübelerinden, bilgi ve birikimlerinden en üst düzeyde faydalanarak ülkemizin ihtiyacı olan etkin ve verimli vergi denetim ihtiyacını karşılamak için tüm gücümüzle çalışacağız.
Sizlerin de bu süreçte fedakarca çalışacağınıza, devletimiz ve milletimize mümkün olan en faydalı şekilde hizmet edeceğinize, Vergi Denetim kurulu Başkanlığının adını ve Vergi Müfettişliği unvanını en saygın noktaya taşıyacağınıza olan inancım tamdır."
26 Temmuz 2011 Salı
VERGİ DENETİM BİRİMLERİNİN TEK ÇATI ALTINDA BİRLEŞTİRİLMESİYLE VERGİ DENETİMİ DAHA DA GÜÇLENMİŞTİR
-Vergi denetiminde organizasyon, koordinasyon ve bilgi paylaşımı sağlıklı bir şekilde sağlanacaktır. Denetim kadrolarını oluşturan insan kaynakları daha rasyonel kullanılacaktır.
-Liyakat esası geçerli olacak olup, ülkemizin değişik yörelerinde tecrübe kazanmış ve halkımızı yakından tanıyan meslek mensuplarının önü açılmış olacaktır.
-Modern yönetim tekniklerini ve toplam kalite yönetimini uygulama imkanı vermeyen, ayrıca mevcut vergi sistemini işlemez ve verimsiz hale getiren, çağdışı bürokratik kast sistem ortadan kalkacaktır.
-Vergi denetim birimleri arasında yaşanan huzursuzluklar, çekişmeler sona erecektir.
-Vergi denetiminin mükellef odaklı ve kaliteli hizmet sunma anlayışı ile yapılması sağlanmış olacaktır.
-Vergi denetimine ilişkin geliştirilen teknikler, stratejiler, planlar ve bunların sonuçlarının objektif değerlendirmelerinin yapılması mümkün olacak ve de vergi denetimi tek elden hesap verebilir hale gelecektir.
-Bu düzenleme ile denetim ve idare, ayrı ayrı kendi başarılarını ispatlamak ve hesabını vermek zorunda kalacaklardır.
-Vergi denetim birimlerinin tek çatı altında toplanmasıyla, denetimden beklenen verim artacak olup, verginin tabana yayılması, vergi kayıp ve kaçağının asgari düzeye indirilmesi, vergide adalet ilkesinin uygulanması mümkün hale gelecektir.
Gerek ekonomide kayıt dışılıkla etkin mücadele için ve gerekse vergi sisteminde etkinlik, vergide istikrar ve öngörülebilirlik için vergi reformu kapsamında yapılmış olan 4 (dört) ayrı vergi denetim biriminin tek çatı altında "Vergi Müfettişi" unvanında birleştirilmesi iradesinin, 74 milyon ülke insanımızın geleceği için çok önemli olduğu tüm kesimlerce anlaşılmakta ve görülmektedir.
Tüm bu nedenlerden dolayı; 1936 yılından bugüne tüm yurt genelinde hizmet ifa eden, etkin görev yapabilen kapasiteye, eğitim ve bilgi birikimine sahip olan, toplam vergi denetim gücünün % 80'ini oluşturan ve vergi incelemelerinin % 90'ını gerçekleştiren vergi denetmenleri camiası, yapılan bu düzenlemeyi ülkemizin ve halkımızın geleceği için desteklemektedir. Böylesine önemli bir konuda, bireysel çıkar ve arzuları ön planda tutmanın, meslek taassubu yapmanın doğru bir yaklaşım olmadığı anlayışı ile yeni sistemin yerleşmesi ve bazı alanların iyileştirilmesi için gerekli olan her türlü destek verilecektir. Neticede; Maliye Bakanlığı'nda gerçekleştirilen bu yapılandırma her yönüyle büyük bir devrimdir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
VERGİ DENETMENLERİ
22 Temmuz 2011 Cuma
Yeni dönemde vergi denetimleri sıklaşacak
Avukat, doktor, mühendis ve mimar gibi meslek grubu temsilcilerinin yanı sıra sanatçıların kapısı daha sık çalınacak. Serbest meslek erbabı mükelleflerin asgari ücretliden daha az kazandığına yönelik beyanları tekrar gözden geçirilecek. Maliye müfettişleri, hesap uzmanları, gelirler kontrolörleri ve vergi denetmenlerinin Vergi Denetim Kurulu altında birleştirilmesinin ardından gelirini doğru beyan etmeyenlerin üzerine daha çok gidileceğini belirten Vergi Denetmenleri Derneği Başkanı Aykut Güleç, doktor, avukat ve mimar gibi meslek örgütlerinin planlı ve kapsamlı bir denetime tabi tutulacağını söyledi.
Denetimin tek elden yapılmasının ardından kayıp ve kaçağın üzerine daha çok gidileceğini ifade eden Güleç, "Yeni yapı ile bürokratik kast sistemi ortadan kalkmış oldu. Bundan sonrası için hizmet kalitesi artacak. Vergi Denetim Kurulu başkanının da belli olmasının ardından gençlerden kurulu denetim ekiplerimiz sahaya inecek. Kamuoyuna yüksek gelirleri yansıyanların kapısı çalınacak. Asgari ücretliden daha az gelir beyan eden veya beş yıl zarar beyan eden çok sayıda mükellef, çocuğunu yurtdışında okutuyor. Altına 4x4 cip çekiyor." diye konuştu. Gelir İdaresi Başkanlığı'nın Gelir Vergisi beyanname sonuçlarına göre işadamı, doktor, avukat, kuyumcu, mimar, mühendis gibi mükelleflerin 81 ilin 77'sinde bin liranın altında gelir beyan ettiği tespit edilmişti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a kayıt dışını bitirme sözü verdiklerini belirten Vergi Denetmenleri Derneği Başkanı Güleç, tek çatı altında birleşmenin hesap mekanizmasını devreye sokacağını söyledi. Güleç, "Denetim artık hesap verecek. Dört ayrı yere bağlı denetim sisteminde hesap verilemiyordu. Türkiye ekonomide önemli başarılar elde etmesine rağmen kayıt dışı ile mücadelede başarılı olamıyordu. Vergi inceleme oranı yüzde 2. Şimdi daha çok mükellefin kapısına gidilecek." dedi.
ERCAN BAYSAL ANKARA
alıntı
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1161144&title=yeni-donemde-vergi-denetimleri-siklasacak
15 Temmuz 2011 Cuma
Vergi incelemesinde yeni bir dönem başlıyor.
Yeni dönemde, denetim birimleri “Kanun Hükmünde Kararname” ile tek çatı altında toplanıyor ve vergi inceleme yöntemi değişiyor.
ESKİ VE YENİ KADROLAR
Vergi denetim kadrolarının, birleştirme öncesi dağılımında 14.168 kadronun 10.072’si boştu. Halen de boş…
Yeni düzenlemede, tüm denetim elemanlarına “vergi müfettişi” ünvanı veriliyor.
Yeni kurulan “Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı” doğrudan Maliye Bakanı’na bağlı olarak; başkan, başkan yardımcıları, grup başkanları ve vergi müfettişlerinden (Vergi başmüfettişi, vergi müfettişi ve vergi müfettiş yardımcısından) oluşacak.
Birleşme olayı, Hürriyet okurlarının yabancısı değil. 9 Haziran 2005 tarihli yazımda; Başbakan ve dönemin Maliye Bakanı’nın da katıldığı Dolmabahçe’deki bir toplantıda, yarım saatlik bir sunuş yaptığımı ve konuşmamın “vergi denetimi” ile ilgili bölümünde, Başbakan Erdoğan’ın araya girerek “denetim birimlerinin birleştirilmesi” düşüncesini açıklayıp, Maliye Bakanı’na da talimat verdiğini, belirtmiştim.
Ardından da Başbakan’a çok hassas bir konu olan “denetim birimlerinin birleştirilmesi” olayını Hürriyet’te yazmamda bir sakınca olup olmadığını sorduğumda, “Tabii yazın, bu konu benim için çok önemli” demişti.
DÖRT AYRI GRUP
O gün Türkiye’nin ilk kez Hürriyet’te okuduğu “denetim birimlerinin birleştirilmesi” olayı, sonunda gerçekleşti.
Denetim konusunda uzmanlaşma ve iş bölümünün sağlanması amacıyla, uygun görülen yerlerde, aşağıdaki grup başkanlıkları kurulabilecek.
1. Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı,
2. Büyük Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı,
3. Organize Vergi Kaçakçılığı ile Mücadele Grup Başkanlığı,
4. Örtülü Sermaye, Transfer Fiyatlandırması ve Yurtdışı Kazançlar Grup Başkanlığı.
Görüldüğü gibi denetimde “uzmanlaşma” yoluna gidiliyor.
Bunun devamı olarak “sektörler” bazında uzmanlaşma da söz konusu.
Merak edenler için açıklayalım;
- Küçük Ölçekli İşletme: Yıllık net satış hasılatı 1 milyon ila 5 milyon lira ve çalışan sayısı 49’a kadar,
- Orta Ölçekli İşletme: Yıllık net satış hasılatı 5 milyon ila 25 milyon lira ve çalışan sayısı 249’a kadar olan
işletmeleri ifade ediyor. Vergi denetmeni ve yardımcısı kadrosunda bulunanlar (1) No.lu grup başkanlığında görevlendiriliyor (Kararname Geçici Md. 12/3-a).
Bu arada boş kadroların da belli bir süreçte doldurulması söz konusu.
MİLLİ EMLAK UNUTULDU MU?
Vergi denetim birimlerinin tek çatı altında birleştirilmesi olayında, ayrı bir yapılanma, milli emlak ve muhasebe denetmenleri ile kontrolörleri için de bekleniyor.
Bunların da tek çatı altında birleştirilmesi ve vergi denetmenlerine sağlanan hakların aynısının milli emlak denetmenlerine de sağlanması ile amaçlanan hedefe ulaşılmış olacak.
alıntı ŞÜKRÜ KIZILOT
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=18247434
Bakalım Birleşme Kimseyi Mutlu Edecek Mi?
Oldu oluyor derken Maliye Bakanlığı’nın denetim birimleri bir gecede birleştiriliverdi.
Dört ayrı köklü kurum tek çatı altına alındı.
Maliye Teftiş Kurulu, Hesap Uzmanları Kurulu Kapatıldı. Gelirler Kontrolörlüğü, Vergi Denetmenliği ünvanları kaldırıldı, tüm denetim elemanları artık Vergi Denetim Kuruluna bağlı olarak çalışmak üzere “Vergi Müfettişi” oldu.
Bu birleşmeyi isteyenler vardı, istemeyenler vardı.
Birleşmeyi en çok isteyenler vergi denetmenleriydi. Çünkü yapılanmada ve işleyişte onlar açısından haksızlıklar vardı.
Vergi Denetmenleri de yetkilerini aynı diğer vergi inceleme elemanları gibi doğrudan kanundan almalarına rağmen, Bakanlığın merkez teşkilatı dışında örgütlenmiş olmaları dolayısıyla sanki daha az yetkiyle çalışıyor gibi haksız bir izlenim oluşmuştu.
Görüntüde merkez denetim elemanları daha büyük kurumları, vergi denetmenleri daha küçük mükellefleri inceler gibi bir algı da vardı ama işleyiş böyle de değildi.
Vergi Denetmenleri de çok büyük kurumlarda incelemeler yapabildiği gibi merkez denetim elemanları da küçük mükellefler nezdinde vergi incelemesi yapabiliyorlardı.
Üstelik merkez denetim elemanlarından olan Hesap Uzmanlarının memur soruşturma yetkisi bulunmazken Vergi Denetmenleri bu yetkiye sahipti.
Merkez denetim elemanları arasında da bazı gereksiz çekişmeler vardı.
Maliye Müfettişleri ve Hesap Uzmanlarının doğrudan Maliye Bakanına; Gelirler Kontrolörleri ise Gelir İdaresi Başkanına bağlı birimler olması da başka bir sancı nedeniydi.
Bu bağlı olunan merci farklılığı bu birimler arasında statü farkı gibi yorumlandığı oluyordu zaman zaman.
İşte özellikle Maliye Müfettişleri ve Hesap Uzmanları da olduğunu savundukları bu statü farklılığından dolayı birleşmeye karşıydılar.
Ancak her kurumunda kendine özgü kültürleri vardı. Birimler arasındaki bu rekabet dolayısıyla her birim daha iyi olmak için kendine özgü eğitim ve terbiye sistemi geliştirmişti.
Farklı kültürler olması dışında bu rekabet kurumlar arasında kaçınılmaz bir soğuklukta yaratmıştı.
Şimdi bir anda bu dört birimin birbirine kabul ve hazmetmesi kolay olmayacak elbette. Üstelik birleşme içerisinde yine Vergi Denetmenlerini kızdıracak ayrımcı bir düzenleme de var.
Birleşme sonrasında küçük ve orta ölçekli mükellefler grup başkanlığı, büyük ölçekli mükellefler grup başkanlığı, organize vergi kaçakçılığı ile mücadele grup başkanlığı ve örtülü sermaye, transfer fiyatlandırması ve yurtdışı kazançlar grup başkanlığı olmak üzere dört birim oluşturuldu.
Eski merkez denetim birimleri arasında böyle bir ayrım gözetilmezken vergi denetmenleri küçük ve orta ölçekli mükellefler grup başkanlığına bağlandı.
Böylece birleşmeyi en çok isteyen grup nezdinde de gereksiz bir burukluk yaratılmış oldu.
Yaşayıp göreceğiz, bakalım birleşme kimseyi mutlu edecek mi?
alıntı
http://www.gozlemgazetesi.com/yazarlar/atilla-dolarslan/105-bakalim-birlesme-kimseyi-mutlu-edecek-mi.html
9 Temmuz 2011 Cumartesi
vergi müfettişi
|