MUHALEFET
ŞERHİ
1/944
esas numaralı "Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"na ilişkin muhalefet
şerhimiz aşağıdaki gibidir. Bilgilerinize
sunarım.
Vergi
Affı
Komisyonda
görüştüğümüz 1/944 esas numaralı "Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı",
AKP hükümetlerinin, son 6 yıl içerisinde getirdiği 6. kapsamlı vergi affıdır. Özellikle
26. Yasama Dönemi'nde çıkarılan, içerisinde büyük vergi teşvikleri, vergi muafiyetleri
getiren ve bu yönleriyle vergi affına tekabül eden torba yasaları da göz önünde
bulundurursak neredeyse 6 ayda bir vergi affı çıkarılır duruma gelmiştir. Vergi
aflarının tamamı, AKP iktidarının kendi yandaş sermayesine pay aktarmanın, onları
daha da zengin etmenin yolu olarak kullanılagelmiştir. Bu durum; hem vergisini
düzenli ve usulüne uygun ödeyen vatandaşların cezalandırılması, hem vergi affı ile
AKP yandaşlarının zenginliklerini artırması, hem vergi disiplinin bozulması, hem
devletin vazgeçtiği bu vergi kaynağının bütçe açığı yaratmasıyla, topluma yeni zamlar
şeklinde dönmesi ve bütün bu sebeplerle vergi
adaletsizliğini derinleştiren çok sıkıntılı
bir durumdur. Hükümet, bu kadar sık bir şekilde önümüze koyduğu vergi aflarıyla
Türkiye insanının vergi ahlakını bozmuştur.
Seçime
iki aydan daha kısa zamanın kaldığı ve AKP iktidarının bizatihi kendi açıklamalarıyla
seçimden sonra ekonomik bir deprem ihtimalinin açık olduğu bir dönemde bu tasarının
çıkarılması açık bir seçim rüşvetidir. Ekonomik krizin, toplum üzerine bir deprem
gibi çökeceği iktidar tarafından dile getirilmişken, devletin 300 milyar lirayı
aşan vergileri affetmesi, bu krizi derinleştirecektir.
Başbakan
Binali Yıldırım'ın açıkladığı, 300 milyar lirayı aşan vergi borçları ile cezalar için yapılandırma yapılmasını öngören
düzenleme, AKP döneminde çıkan dokuzuncu, son altı yılda çıkan altıncı vergi affı olacaktır.
16 yıllık vergi afları bilançosu, her yapılandırmada tahsilatların giderek düştüğünü, vergi yükünün dolaylı vergiler üzerinden
ücretliler üzerine yıkıldığını oraya koymaktadır.
Söz
konusu düzenlemelerin nasıl bir vergi adaletsizliği yarattığını resmi veriler ortaya
koymaktadır.2018'in ilk çeyreğinde tahsil/tahakkuk oranı gelir vergisinde yüzde 54,4, motorlu taşıtlar vergisinde yüzde 29,8,
KDV'nde (KDV) yüzde l 9,8'de kalmıştır. Yani, tahakkuk
ettirilen (vatandaşlarca ödenen) her 100 liralık KDV'nin ancak 20 lirası devlete
ödenmiş, 80 liralık bölümü mükelleflerce kredi gibi kullanılmıştır. 2017'de KDV ile Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) gelirinin
toplamı 293 milyar TL'yi aşarken, vatandaşın ülke içinde ödediği her 100 TL'lik
KDV'nin 50,5 TL'sini devlet aracılardan tahsil edememiştir. 2018'in ilk çeyreğinde bu oran
yüzde 20'nin de altına gerilemiştir.
2017'de
toplanan 536 milyar TL verginin yüzde 67,1'i, yani 360 milyarı KDV ve ÖTV başta
olmak üzere dolaylı vergilerden oluşmuştur. Kurumlar 52, ücretliler 67 milyar TL vergi ödemiştir. Patronlar için birçok
kalemde vergi istisnası ve vergi indirimi getiren AKP iktidarı, indirim taleplerini
reddettiği petrol ve doğalgaz ürünlerinin sadece ÖTV'sinden 2017'de 63,6 milyar
TL toplamıştır. Son çıkarılan torba yasalarla, tütün üreticisine büyük vergiler getirilmiş, gazoza, limonataya bile ÖTV
getiren AKP'nin, 2017'de toplamda 138,3 milyar TL ÖTV topladığı görülmektedir.
Peki
bütün bu vergi aflarmın, vergi muafiyet ve teşviklerin halka yansıması nasıl olmaktadır?
AKP'nin
yandaşa, ülke kaynaklarını peşkeş çektiği ve adaletsizliği derinleştirdiği vergi
afları, halka yeni zamlar, yeni vergilerle yansımaktadır. 2017'de 47,4 milyar lira
açık veren bütçenin, 2018'de bu tasarıya konu olan seçim rüşveti niteliğindeki popülist
düzenlemeler ve güvenlik odaklı, savaş politikalarıyla birlikte 100 milyar liraya
yakın açık vermesi beklenmektedir. Bütçenin
açık vermesi, faizlerin daha da artması ve yatırım yapılmamasına ve elbette ki,
soframızdaki peynir, zeytinden, içtiğimiz suya kadar her şeye zam yapılması anlamına
gelmektedir.
Peki,
vergi aflarının devletin kasasına, Hazine'ye katkısı var mıdır?
Her
vergi affı sonrası, tahsilat oranları daha da düşmektedir. AKP'nin iktidarda olduğu
16 yılda 9 vergi affı getirilmiştir. Bu aflarla birçok vergi kaleminde yapılandırmaya gidilirken, "varlık barışı" adı altında
kara para aklanmış, tahsilatlar giderek düşmüştür.
AKP
döneminde çıkarılan bu vergi aflarını kısaca hatırlarsak;
27.02.2003:
Gümrük vergisi, emlak vergisi, çevre temizlik vergisi, motorlu taşıtlar vergisi,
trafik cezaları, resim ve harçlar gecikme zamları ve gecikme faizleri silinmiştir.
Naylon fatura kullananlar gibi vergi kaçakçıları da affedilmiştir. AKP Hükümeti'nin tahsilat hedefi
10 milyar lirayken, ancak 7,9 milyar liralık borç için 3 milyon 415 bin 144 başvuru
yapılmıştır. Tahsilat 4,7 milyar lirada, tahsilat oranı yüzde 60'ta kalmıştır.
22.11.2008
Varlık Barısı: Kriz nedeniyle yurt dışındaki Türkiye Cumhuriyeti'nin parasının
ülkeye getirilmesi için düzenleme yapılmış ve yurt içindeki mükellefler için de
''varlık barışı" adı altında af getirilmiştir. Yurt içinden 20,4 milyar lira
ve yurt dışından da 27,8 milyar lira olmak üzere toplam 48,2 milyar lira varlık
beyan edilmiştir. 1.6 milyar liralık vergi tahakkuk etmiş, 1 milyar 69 milyon liralık
vergi ödenmiştir. Bu durumda yaklaşık 600 milyon lira vergi ödenmemiştir.
25.02.2011:
Vergi, fatura ve prim borçlarına 36 aylık yapılandırma yapılmıştır. Bu pakette yaklaşık
300 kalemde af sağlanmış, başvuru miktarı 38,1 milyar lirayı bulmuştur. Tahsilat
oranı yüzde 67'de, tahsilat tutarı 26,3 milyar lirada kalmıştır.
29.05.2013
Yeniden varlık şansı:Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, yurtdışındaki parasının ülkeye getirilmesi için
yeniden varlık barışı adı altında bir düzenleme yapılmıştır.
11.09.2014:
Birçok vergi kaleminde faiz indirimi, ceza silinmesi, af ve yapılandırma
gelmiştir. 42.5 milyar liralık yapılandırma yapılmış, Şubat 2016 itibarıyla 8,5
milyar lira tahsil edilmiştir. Tahsilat oranı yüzde 20'de kalmıştır.
15.02.2015:
İstenen tahsilata ulaşılamadığı için, Maliye Bakanlığı genelgesiyle bir önceki
yapılandırma için süre uzatılmıştır.
19.08.2016:
80,4 milyar liralık çok kapsamlı vergi ve prim borcu yapılandırması yapılmıştır.
27.05.2017:-13,7 milyar liralık vergi ve prim borcu yapılandırması yapılmıştır.
Yukarıda
ifade edilen vergi aflarının tahsilat oranlarından, esasen AKP iktidarının vergi
disiplinini nasıl bozduğu, bütçede yarattığı açığı nasıl derinleştirdiğini ve bu
yükün halka nasıl zamlar ve yeni vergiler olarak yansıdığını çok açık görmekteyiz.
Ancak yukarıda ifade edilen tarihlerde çıkarılan vergi afları haricinde; AKP iktidarının
16 yılda çıkardığı sayısız torba yasa ile yatırımı teşvik adı altında vergi ödemek
istemeyen sermaye kesimlerine, adı vergi affı olmasa da; vergi affı niteliğinde
yüzlerce vergi muafiyeti, istisnası ve teşviki yapılmıştır. Bu değişikliklerin büyük
çoğunluğu torba yasalarla geçirilmiştir. Bir kısmı, öncesinde Bakanlar Kurulu'na
verilen sınırsız yetkilerle gerçekleşmiştir. Ancak OHAL rejimi sonrası, OHAL döneminde
başta enflasyon ve pahalılık ile yoksulluk olmak üzere, kangrenleşen ekonomik
sorunları, işsizlik artışını, üretimin durma noktasına gelmesi, sadece dış yatırımcıların
değil, yerli yatırımcıların bile OHAL koşullarında yaşanan baskı ve güvensiz ortamdan
kaçması gibi birçok sebepten kaynaklı ülke büyük bir mali krize girmiştir.
Mali
krizin derinleştiği OHAL koşullarında, AKP iktidarı günü kurtarmak, yaşanan ekonomik
bulıranı toplumda görünmez kılmak için sürekli olarak "yatırımı teşvik, vatandaşa
müjde" adı altında birçok torba düzenlemeyi Meclis'e getirmiş, tekleştirilmiş
medya ile bu algıyı toplumda hakim kılmaya çalışmıştır.
Peki,
kanunlaşan ve şu an seçime 50 gün kala AKP iktidarının anketler iyi gitmediği için,
adeta seçim rüşveti niteliğinde getirdiği bu tasarı da dahil, torba yasalarda özetle
ne vardır sorusunun cevabı çok basit: yoksullara vergi zamları, yeni vergiler, yandaş
patronlara ise vergi muafiyetleri ve daha fazla zenginleşme ... Yani AKP, müjde
diye sunduğu torba yasalarla halkı yeni vergi yükleriyle daha da yoksullaştırırken,
kendi akrabaları ve yandaşlarım halktan aldığı bu yeni vergilerle daha da zenginleştirmektedir.
AKP iktidarı önümüzdeki tasarının içerisinde; emeklilere ikramiye, imar ve vergi
affı gibi toplumu ilgilendiren düzenlemeleri savunsa da; bu seçim rüşvetinin karşılığı,
halka kaşık ile verilenin, şırınga ile geri alınması olacaktır. Bunu, tahsilat oranı
bütçe açığını kapatmadığı için vergi afları sonrası yapılan zamlar, yeni getirilen
vergiler deneyimlerinden açıkça görmekteyiz. Özellikle 26. Yasama Dönemi'nde, yani yakın zamanda çıkarılan 20'ye
yakın torba yasa içerisinde sermayeye teşvik, halka yeni zamlar şeklinde vuku bulan
düzenlemeleri kısaca hatırlamakta fayda vardır.
Halkın
sırtma hangi vergiler nasıl yüklenmiştir?
MTV'yi % 40 oranında artırılmıştır. Otomobil sahibimilyonlarca düşük-orta gelirlinin ciddi bir vergi yükü ile karşı
karşıya kalmasıyla sonuçlanmıştır.
Meyveli gazoz, limonata gibi içeceklerden zaten hiilihazırda KDV alınıyorken, %
25oranında
özel tüketim vergisi, yani ÖTV getirilmiştir.
ÖTV'nin vergi tabanı genişletildi. Yani vergilerin; çalışmayan öğrencileri, kadınları,
işsizleri, toplumun
çoğunluğunu oluşturan geniş yoksul kesimleri kapsaması kanunlaşmıştır.
Vatandaşın aldığı sütten, yoğurttan, yumurtadan, nohuttan, aldığı sağlık hizmetinden, her şeyden %18 KDV alırken; AKP iktidarı sermaye kesimlerine, 160 milyarlık (eski parayla katrilyonluk) KDV ödemeyi yasalaştırmıştır.
Vatandaşın aldığı sütten, yoğurttan, yumurtadan, nohuttan, aldığı sağlık hizmetinden, her şeyden %18 KDV alırken; AKP iktidarı sermaye kesimlerine, 160 milyarlık (eski parayla katrilyonluk) KDV ödemeyi yasalaştırmıştır.
Proje
yüklenici firmalara ilişkin olarak düzenlenen evraklar, belgeler, teminatlar vb.
birçok husus; Damga Vergisinden, harçtan muaf tutulmuştur. Oysa ki Damga Vergisi
dolaylı vergiler içinde KDV ve ÖTV'den sonra en fazla gelir sağlayan vergi olup,
halktan alınırken zengin yandaşlardan alınmamaktadır.
Türkiye'de
kar oranı en fazla olan ve vatandaşların yaptığı her işlemden pay alarakdaha
da zenginleşen bankalar ile diğer finans kuruluşlarına, vergi indirimleri, vergi
istisnaları getirilmiştir. Halkı sömüren,
hatta dolandıran bankalar daha da zenginleşirken, bu vergi muafiyetinin bedeli mazota,
benzine, ekmeğe, süte, peynire, ete getirilen yeni zam ve vergilerle halka ödetilmiştir.
İşsizler
ordusuna dönen ülkemizde İşsizlik Fonu'nun patronlar için kullanılmasının önü
açılmıştır. Altını çizmekte fayda var; işi olmayan vatandaşlar için kurulan İşsizlik
Fonu'nun milyonlarca işsiz için değil, yandaş patronların daha da zenginleşmesi
için kullanılması kanunlaşmıştır.
Geçtiğimiz
haftalarda, Hükümetin "vergi reformu" dediği KDV torbası ile devletin 160
milyar, eski parayla 160 katrilyon liralık parasının, bu ülkenin %1'lik kesimine,
yani sermaye sahiplerine ödenmesi kanunlaşmıştır. Halk bu kadar yoksulken, gitgide
evine ekmek götüremeyecek hale gelirken, vergisini öderken; sermayeye, yandaşlara
l 60 katrilyon para ödenecektir. Ne için? Yandaşlar daha da zenginleşsin diye.Ağırlıklı
olarak sermaye kesiminden alınan ve başta Gelir ve Kurumlar Vergisi olmak üzere
çeşitli vergilerden muafiyet, istisna ve indirim gibi uygulamalarla vazgeçilmektedir.
Yani 2017 yılında 102 milyarlık bir verginin alınmasından vazgeçilmiştir. Bu rakam
ilk kez bu denli yüksektir. Örneğin 2016 yılında bu 30 milyar civarındadır. Yani
ilk kez bu miktar %350 artırılmıştır. Bunun nedeninin bir yandan OHAL koşullarında
fırsatçılık yapılarak sermayeden alınan vergilerden vazgeçilmesi, diğer yandan kurulması
planlanan yeni rejime irili ufaklı sermaye
çevrelerinin politik desteklerinin sağlanmasıdır. Aynı gerekçelerle 2018 bütçesinde
alınmayacak olan vergilerin miktarı 132 milyar lirayı geçmektedir. Böylece AKP iktidarı 2019'da öngördüğü seçime sermaye çevrelerinin
kendine destek vermesini mümkün kılmak istemiştir.
AKP
hükümetlerinin yıllardır yasama mantığı böyle işlemektedir. Hazırlanan tasarının
bütünü, işçi ve emekçilerin kısa ve orta vadede aleyhine düzenlemelerden oluşmaktadır.
Maalesef ki, esasında halkın lehine olabilecek bir tasarı, AKP açısından büyük
bir propagandanın malzemesi olmaktadır. Hükümetin yapması gereken temel hizmetler,
bir lütuf gibi sunulmaktadır. Gerçek olan ise; vergi adaletsizliğini derinleştiren
vergi ve imar affının, çok kısa zamanda halka büyük bir maliyet olarak geri döneceğidir.
Sonuç
olarak, şu anda 81 milyon vatandaş dardadır ; özellikle dar gelirliler, işçiler,
memurlar, emekliler dardadır ve borç içerisindedir. İktidar "Ben beş yıldır
borcunu ödemeyenin faizinin yüzde 90'ını affı edeceğim" demektedir. Fakat büyük
kuruluşlar bunu kötüye kullanmaktadırlar. Mükerrer olarak vergi affından yararlanan
binlerce, on binlerce kuruluş bulunmaktadır. Biz, madem ki 81 milyon vatandaşımız
sıkıntıda, bununla beraber, sosyal kesimleri de rahatlatacak bir adını atalım diyoruz.
Milyonlarca vatandaşımızın kredi kartı borcu var, icraya girmiş vatandaşlarımız
var, tüketici kredisi borçları olanlar var. "Bu borcu olan vatandaşlarımızın
da faizlerinin% 90'ını affediyoruz" demeyi öneriyoruz. Esasen, darda olan vatandaşlarımızın
borçlarını yapılandırmak gerekmektedir.
Fakat Hükümet, mevcut düzenlemeyle yalnızca küçük bir azınlığın borçlarını yapılandırmaktadır.
Fakat Hükümet, mevcut düzenlemeyle yalnızca küçük bir azınlığın borçlarını yapılandırmaktadır.
Garo Paylan
İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi (S. Sayısı: 557)
TBMM komisyon tutanağı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder