3 Haziran 2010 Perşembe

Vergi denetiminde yeni karmaşa

Maliye Bakanlığınca hazırlanan, kısaca torba yasa tasarısı olarak adlandırılan ve çeşitli vergi kanunlarında yeni düzenlemeler öngören tasarı TBMM’nde ele alınacak. Tasarı şimdiye kadar uygulamada ortaya çıkan bazı aksaklıkları düzeltmenin yanı sıra bazı yeni düzenlemelere de yer veriyor. Bu düzenlemeler içinde en çok tartışılanı vergi denetiminde koordinasyon ile ilgili düzenleme. Tasarıda öngörülen düzenlemeye göre vergi denetiminde yeni bir yapı olarak ‘Vergi İnceleme ve Denetim Koordinasyon Kurulu’ oluşturulacak. Bu kurul, Gelir İdaresi Başkanının başkanlığında, Maliye Teftiş Kurulu Başkanı, Hesap Uzmanları Kurulu Başkanı, Gelir İdaresi Başkanlığı Denetim ve Uyum Yönetimi Daire Başkanlığı’nın bağlı olduğu Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı ve Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanı’ndan oluşacak ve vergi denetiminin koordinasyonunu sağlamayı hedefleyecek.
Gelir İdaresi Başkanlığı’nca yayımlanmış olan 2009 yılı raporundaki verilere göre maliye müfettişi, hesap uzmanı, gelirler kontrolörlerinin toplam sayısı binden az, inceledikleri vergi mükellefi sayısı ise iki binden az görünüyor. Buna karşılık vergi denetmenlerinin sayısı üç bin, inceledikleri vergi mükellefi sayısı 27 bin dolayında bulunuyor. Yani miktar olarak olmasa bile birim olarak yaygın vergi denetimi vergi denetmenleri tarafından yapılıyor. Bu gerçek ortada dururken vergi denetmenlerine torba tasarıdaki kurulun oluşumunda yer verilmediği için bu düzenleme vergi denetmenlerinin haklı tepkisini çekmiş bulunuyor.
Buna ek olarak Maliye Bakanlığı Kuruluş Kanununda ‘doğrudan Maliye Bakanı’na bağlı’ olarak tanımlanan Maliye Teftiş Kurulu ve Hesap Uzmanları Kurulu başkanlarının, gelir idaresi başkanının başkanlığında bir koordinasyon kurulunda yer almaları çok doğru bir yaklaşım gibi görünmüyor. Maliye müfettişlerinin Gelir İdaresi Başkanlığı’nı teftiş etme yetkisinin de olduğu düşünülürse bu düzenleme iyice tartışmalı bir hal alıyor.
Maliye Bakanlığı denetim sistemi yıllardır huzursuzluk kaynağı olmaya devam ediyor ve müfettişler, uzmanlar, kontrolörler, denetmenler arasında sürekli bir yetki ve üstünlük tartışması yaşanıyor. Bu yeni tasarı yasalaşırsa bu kavga daha da şiddetlenecek gibi görünüyor. Oysa Türk ekonomisinde vergi denetimi bu tür kavgaların sona erdiği ve denetimin düzgün ve yaygın yapıldığı bir sisteme dönüştürülmek zorunda bulunuyor. Aksi takdirde kayıt dışılığın ortadan kaldırılması mümkün değil. Çözüm yolu vergi denetiminin bağımsız bir yapıya kavuşturulmasından geçiyor. Bunu yıllardır söylüyor ve yazıyorum. Bu adım atılmadan Türkiye’de vergi denetimiyle ilgili kavga bitmeyecek. Bu kavganın sona erdirilmesi için BDDK gibi bağımsız bir Vergi Denetim Kurumu kurulması gerekiyor. Bu kurum vergi düzenlemelerinden değil yalnızca denetiminden sorumlu olmalı. Vergi düzenlemelerini Gelir idaresi Başkanlığı önermeli, denetim ise bu kuruma bırakılmalı. Hesap uzmanları, gelirler kontrolörleri ve vergi denetmenleri bu kurumda eşit düzeyde denetim elemanları olarak yer almalı. Maliye Bakanlığı’nın bir teftiş kuruluna ihtiyacı devam edeceğine ve Maliye Müfettişlerinin vergi denetimi dışında başka görevleri de olduğuna göre Maliye Müfettişlerinden isteyenler bu kuruma geçmeli isteyenler Maliye Müfettişi olarak kalmaya devam etmeli.
Böyle bir düzenleme ile vergi denetimi siyasal karışımlardan, yönlendirmelerden bağımsız olacağı için geçmişte yaşanmış olaylardan hareketle vergi incelemelerinin siyasal baskı aracı olarak kullanıldığı iddiaları da ortadan kalkacak. Yine böyle bir düzenleme Maliye Bakanlığı içinde yıllardır yaşanan kurul kavgalarını, birinci sınıf ikinci sınıf denetim elemanlığı meselesini çözüme kavuşturacak.
Bu biçimde bir bağımsız vergi denetimi sistemini kurmaksızın torba yasa tasarısındaki gibi ara çözümler sorunu ağırlaştırarak ertelemekten başka bir yarar sağlamayacak.

alıntı
http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&ArticleID=1000356&Yazar=MAHF%C4%B0%20E%C4%9E%C4%B0LMEZ&Date=03.06.2010&CategoryID=101

Hiç yorum yok: